Tenet Hakkında Her Şey

Salgın sürecinden beri merakla beklenen ve vizyon tarihi defalarca değişen, yönetmenliğini Christopher Nolan’ın yaptığı, başrollerinde John David Washington ve Robert Pattinson’ın yer aldığı Tenet seyirciyle buluştu. İşte zamanla ilgili fikirleri ve onu nasıl deneyimlediğimizi ele alan casus filminin konusu, oyuncuları, müziği ve çekim yerleri hakkında merak edilenler…

FİLM HAKKINDA

“Kahramanın (John David Washington) sahip olduğu tek silah bir kelimedir: Tenet. Tüm dünyanın ayakta kalabilmesi için mücadele eden Kahraman, uluslararası casusluğun alacakaranlık dünyasında seyahat ederken üstlendiği görev onu gerçek zamanın ötesine götürecektir. Zaman yolculuğu değildir bu. Evirtmedir (Ters çevirme).”

Dünya genelinde sinemaların seyirciye buluşmak için umut bağladığı Tenet bu sözlerle anlatılıyor ve pazarlanıyor. İşte, 26 Ağustos’ta vizyona giren, Christopher Nolan’ın zaman üzerine çektiği casusluk filmi hakkında filmi hazırlayanlardan gelen bilgiler… 

FİLM HAKKINDA

  • YÖNETMEN CHRISTOPHER NOLAN

ZAMANLA İLGİLİ  FİKİRLERİ ELE ALIYOR

Çoğu insan zamanı var oluşumuzun değiştirilemez bir dinamiği olarak görür. Fakat sinemacı Christopher Nolan’ın ellerinde zaman, ilginç bir şekilde, kolayca kontrol edilebilen, eğilip bükülebilecek, yan yana konulabilecek, hatta evirtilebilecek bir akış oldu. Tenet’in yazarı, yönetmeni ve yapımcısı olan Nolan, filmi “Hikaye, zamanla ilgili fikirleri ve onu nasıl deneyimlediğimizi ele alıyor, bir bilim kurgu bileşenini casus türünün klasik öğeleriyle etkileştiriyor” sözleriyle anlatıyor. Tenet’in  bir süredir üzerinde düşündüğü bir kavram olduğunu söyleyen Nolan sözlerine şöyle devam ediyor…

“CASUS TÜRÜNE HAZIR OLDUĞUMU HİSSETTİM”

“Bir sinemacı olarak, çeşit çeşit fikirleriniz vardır. Çekmecenin dibindeki bu fikirlerin olgunlaşması onlarca yıl sürebilir. Zaman her anlamda doğru olmalı. Benim için bu, Dunkirk’ten sonra daha geniş bir film yapımcılığına geri dönmek istememin ve dünyanın dört bir yanındaki izleyicileri hiç olmadığı kadar çok yere götürmenin bir bileşimiydi. Ayrıca, her zaman yapmayı planladığım casus türüne soyunmaya hazır olduğumu hissettim. Çocukluğumdan beri casus filmlerini severim; gerçekten eğlenceli ve heyecan verici bir kurgu türüdür. Ama taze bir soluk getirebileceğimi hissetmediğim takdirde bu tür bir film yapmak istemedim. Yaklaşımımızı en basit şekilde, Inception’la soygun türünde yaptığımız şeyi Tenet’te casus film türünde yapmaya çalışmak olarak açıklayabilirim.”

GERÇEK BİLİME DAYANIYOR”

“Entropi haricindeki her fizik kanunu simetriktir. Zamanda ileri veya geri gidebilir ve aynı olabilir” diye açıklayan Nolan, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Teori şöyle: Bir nesne için entropi akışını evirtebilirseniz, o nesne için zaman akışını tersine çevirebilirsiniz. Yani, hikayemiz güvenilir fiziğe dayalı. Fizikçi Kip Thorne’a senaryoyu okuttum ve kendisi bazı kavramlarda bana yardımcı oldu. Ancak, hikayemizin bilimsel olarak doğru olduğu konusunda herhangi bir iddiada bulunmayacağız. Ama kabaca gerçek bilime dayanıyor”.

  • YAPIMCI EMMA THOMAS 

“10 YIL ÖNCE YAPAMAZDIK”

Bu küresel aksiyon-gerilim filminin yapımcılığını Nolan ile birlikte üstlenen Emma Thomas, film hakkında şunları anlatıyor:

“Tenet o kadar zorlayıcıydı ki on yıl önce bunu başaramazdık diye düşünüyorum, yani bu hikayenin Chris’in beyninden tam da doğru zamanda çıktığını hissediyorum. Bu, Chris’in sadece prodüksiyon anlamında değil, aynı zamanda hikayeyi geçmişte yaptıklarının sınırlarının ötesine taşıması açısından da yaptığı en iddialı film. Kendisinin geçmişten bugüne uzanan filmlerine baktığınızda, her birinin bir öncekine dayandığı hissi uyanıyor. Dolayısıyla, Tenet’ kesinlikle uzun yıllar içinde edindiğimiz deneyimin bir ürünü”.

“HEPİMİZ ZAMANA TAKINTILIYIZ”

Thomas, bir şekilde herkesin Nolan’ın zamana olan hayranlığını paylaştığını şu sözlerle anlatıyor: “Hepimiz biraz zamana takıntılıyız, değil mi? Her kim olursanız olun, nereli olursanız olun, yaşam deneyiminiz ne olursa olsun, zaman konusunda hiçbir şey yapamazsınız. Sizi yönetir. Chris adına konuşamam, ama benim bakış açım bu. Zamanın evrensel olduğu gerçeği göz önüne alındığında, onun aynı zamanda öznel olarak da hissettiğiniz bir şey olması gerçekten ilginç. Bilirsiniz; çocuklar zamanı yetişkinlerden çok farklı hissederler. Ben zamanın ölçülemez bir şekilde hızlandığını hissediyorum. Ve ayrıca, bu pandemi sırasında, zaman algımız bambaşka bir şey oldu. Günler haftalar gibi geldi ve aylar dakikalar gibi geldi. Çok tuhaftı”.

  • OYUNCU JOHN DAVID WASHINGTON

“BÖYLE BİR ŞEY OKUMADIM VE GÖRMEDİM”

Sadece Kahraman olarak bilinen karakteri canlandıran John David Washington “Tenet, özünde, dünyayı kurtarmaya çalışan bir adamı konu alıyor” diyor. Öte yandan, girift şekilde örülmüş olay örgüsü en sıkı sarıldığımız ilkelerimizden bazılarını da irdeliyor. “Film, zamanı yorumlayışımız, algıladığımız şeyi gerçek olarak yorumlayışımız, öğrenilmiş davranışlarımız gibi geleneksel yöntemlere meydan okuyor” diyor aktör ve ekliyor: “Bunların dışında olup biten daha pek çok şey var. Daha önce böyle bir şey ne okumuş ne de görmüştüm. Herkes için de durum böyledir. Chris, zamanın fiziğini nasıl anladığımızı bu karakterin merceğinden çok zeki bir biçimde ele alıyor. Zamana olan merakının ne olduğunu bilmiyorum ama filmlerinde bunu irdeleyiş biçimine bayılıyorum”.

  • OYUNCU ROBERT PATTINSON

“KARŞILAŞTIRILABİLECEK HİÇBİR ŞEY YOK”

Filmde Kahraman ile birlikte çalışan Neil karakterini canlandıran Robert Pattinson ise, “Bu daha fazla Chris Nolan filmi olamazdı. Filmlerinin her birinde öylesine özgün bir vizyon var ki. Bu filmi yapmak her yönden olağanüstü bir başarı oldu. Oldukça şaşırtıcı. Gerçekten de bu filmle karşılaştırılabilecek hiçbir şey yok” diye ekliyor.

  • OYUNCU KENNETH BRANAGH

FİLMİN SEYİRCİYE VAAT ETTİĞİ İKİ ŞEY

Filmin kötü niyetli düşmanı Andrei Sator’u oynayan Kenneth Branagh, “Tenet, olağanüstü bir film yapımcısından tüyleri diken diken eden, riskli bir gerilim filmi. Bence Chris, seyircilere birkaç şey vaat ediyor: Birincisi, onları kesinlikle, olumlu bir şekilde eğlendireceği vaadi; buna hiç şüphe yok. Ama bence diğer vaadi seyircilerin zekalarına, ilgilerine ve tutkularına hitap edeceği. Hikayeyi sinema yoluyla anlatan bir adam bu. Kendisi gibi çok bilgili bir yapımcı olan Emma’yla birlikte iddialı bir filmin nasıl başarılı olacağını lojistik olarak biliyorlar” diyor.

  • OYUNCU ELIZABETH DEBICKI

“SANATÇI İÇİN BÜYÜK BİR NİMET”

Uzun süredir aksiyonu kamerayla görüntülemeyi tercih eden, hakiki setleri yeşil ekrana yeğleyen ve görsel efektlerden çok özel efektlere bel bağlayan Nolan’ın yaklaşımının oyuncuları filmin içine daha çok çetiğini söyleyen Sator’un karısı Kat’i canlandıran Elizabeth Debicki “Neye adım atacağınızı ve neyin içine gireceğinizi gerçekten görebilmek, bir sanatçı için büyük bir nimet. Orada olmanın ne kadar olağanüstü olduğunu fark ettiğim anlar oldu. Bunun duygusal anlamda bana muazzam yardımı olduğuna inanıyorum. Etrafınızda titreyen bir şeyin etkisini ya da teknenin altınızda sallandığını hissetmek nasıl yardımcı olmasın? Her ne kadar rol yapmak bizim işimizse de, sözünü ettiğim unsurlar performansın gerçekliğini organik olarak besliyor. Bu, kesinlikle paha biçilemez”.

OYUNCULAR VE KARAKTERLER

“KARİZMASINA ÇARPILDIM”

Nolan başkarakter olan Kahraman rolü için oyuncu seçimi konusunda, “Perdeyi doldurabilecek bir oyuncuya ihtiyacımız vardı. Tenet’i kafamda oluştururken benim için en önemli anlarından biri, Cannes Film Festivali’nde BlacKkKlansman’ın dünya galasıydı. Film ayaklarımı yerden kesmekle kalmadı, John David Washington’ı izlerken onun perdede çok belirgin olan doğal karizmasına da çarpıldım. İşte bu bana kendisinin Tenet’in hikayesinin güçlü merkezi olabileceğine dair büyük bir güven verdi” diyor.

“GÖRDÜĞÜNÜZ ŞEY SİZİ BÜYÜLÜYOR”

Kendisini Tenet’e ilk çeken şeyin tek bir isimle özetlenebileceğini ve bunun Christopher Nolan olduğunu söyleyen Washington ise “Filmlerinin her birini izledim, bu yüzden ne yapmamı isterse yapıyorum. Kendisi bu üst kavramları bir araya getirme ve bu eşsiz dünyaları inşa etme şekliyle son derece dinamik ve sinematik bir hikaye anlatıcısı. Gördüğünüz şey sizi büyülüyor; gerek aksiyon, gerek zekice gerilim unsurları, gerek müzik… Ama özünde insan bağlantıları ve de Nolan’ın insanın durumunu, arkadaşlık ihtiyacımızı ve yaşadığımız farklı duyguları irdeleme biçimi var. Benim her zaman en önemsediğim şey karakterler oluyor” diyor.

“FİLME GERÇEK BİR IŞIK GETİRİYOR”

Kahraman’a görevinde yardımcı olması için bir ortak verilir: Neil. Emma Thomas, Pattinson için “Filme gerçek bir ışık getiriyor ki bu harika. Elbette çalışmalarını yıllarca izlemiş ve beğenmiştik ama son filmleri gözlerimizi bambaşka bir oyuncuya açtı ve ilgimizi daha da yukarı taşıdı. Onun bir rolün içinde kendini yok etmeyi başarışını görmek heyecan vericiydi. Dolayısıyla, bu filmde yer almayı kabul ettiğinde çok sevindik. Tek kelimeyle muhteşem biri” ifadesini kullanıyor.

“İNANÇ SIÇRAMALI YAŞAMALISINIZ”

Neil’in geçmişinin ve önceki bağlantılarının açıklanmıyor oluşunun karakterde özellikle ilgi çekici bulduğu bir yön olduğunu belirten Robert Pattinson rolüyle ilgili “Neil’in John David’in karakteriyle olan ilişkisi hemen dikkatimi çekti: Arkadaş mı yoksa düşman mı? Birine ne zaman güveneceğinize ve ne zaman şüpheci olacağınıza nasıl karar verirsiniz? İçgüdülerinizin güvenilir olup olmadığını nasıl anlarsınız? Bunlar bildiğimiz dünyada karmaşık meselelerdir, fakat bu şeylerin, bilinen gerçekliğin kuralları değiştiğinde ve tersine evirtildiğinde katlanarak daha karmaşık hale gelebileceğini görmek hoşuma gitti. Bilinenler belirli karakterlerden sökülüp alınırken, bazı şeylerin insan tarafı nasıl değişir veya güçlenir? Neil, uzmanlık, deneyim ve içgüdünün birleşimiyle hareket ediyor. Bilebileceğiniz şeylerin bir sınırı var; dolayısıyla, kendinizden daha büyük bir şeye bel bağlamalı ve bir inanç sıçraması yapmalısınız. Neye inandığınızı veya yaptığınızın doğru mu yanlış mı olduğunu bilmediğinizde inanç sıçraması çok daha ilginç olur. Bu hoşuma gitti” diyor. 

“ACIMASIZ BİR EGOMANYAK”

Kahraman’ın görevinin merkezindeki kişi, Andrei Sator adlı güçlü bir Rus oligarşi üyesidir. Rolü canlandıran Kenneth Branagh, “Elbette bir düşmanınızın olması gerekiyor” dedikten sonra, şöyle devam ediyor: “Chris’le karakter hakkında konuştuğumuzda, bana bu adamın olabildiğince kötü olduğunu söyledi. Tam olarak kullandığı ifade, ‘İnsanlığın dehşet verici bir parçası’ydı. Öte yandan, Chris’in karakter için yazdıkları ona şiddetli ve travmatik bir kişisel geçmiş veriyor. Dolayısıyla, Sator’a sempati duymuyorsunuz ama belki neden Faustvari bir yanı olduğunu anlayabilirsiniz”.  Branagh sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hikayenin katmanlı yapısı, elbette benim bakış açıma göre,  Sator ile başlayan bir muammanın içine hapsolmuş bir yapboz. Sator acımasız bir egomanyak, üstelik bunun gibi bir karakterde bulunabilecek o en tehlikeli özelliğe sahip: Enerjik ve işi bitirici. Kısacası, hepimizin korkması gereken türde biri. Böylesi bir ahlak yoksunluğu; son derece pervasız olabilen, zeki bir varlığın içinde gerçekten dehşet verici. Ayrıca, onun hikayenin merkezinde yer alan risk alma özelliği diğer tüm karakterleri ve dünyamızı riske atan şeyin ta kendisi”.

“İKİLİK FİLM BOYUNCA MÜCADELENİN PARÇASI

Sator, Kat adında bir kadınla evlidir. Rolü üstlenen Elizabeth Debicki senaryoyu ilk okuduğunda “Neden bu kişiyle birlikte? Bu ilişkinin kökü nedir?” sorularının cevaplarını merak ettiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:  “Başından beri, Kat hakkında çok belirgin olan şey, bu kadının hayatta kalmak için kendisiyle ilgili muazzam miktarda şey sakladığı ve her an başını suyun üstünde tutmaya çalışırken feci bir utanç ve kafa karışıklığıyla boğuştuğu duygusuydu. Kendisine sürekli olarak sorduğu soru şuydu: ‘Nasıl oldu da kendimi bu duruma soktum? Nasıl bu noktaya geldim?’ Oğluna yakın kalmak için tüm yaşadıklarına katlanıp, bu ilişkiden kaçamasa da, Sator ile ilişkisinin tüm sorumluluğunu üstlendiği için kendini hiçbir zaman bu durumun kurbanı olarak görmüyor. İşte bu ikilik, film boyunca yaptığı mücadelenin bir parçası. Bu, karakterin özüne yazılmış son derece zengin ve güçlü bir mücadeleydi”.

“CAINE OLMASAYDI OLMAZDI”

Tenet’in ana oyuncu kadrosunda, ayrıca, Martin Donovan, Fiona Dourif, Yuri Kolokolnikov, Himesh Patel, Clémence Poésy’nin yanı sıra, Thomas’ın kendi nazarlıkları olarak nitelediği efsanevi aktör Michael Caine de yer alıyor. Thomas gülümseyerek, “Bu noktada Michael Caine olmasaydı bu gerçekten bir Chris Nolan filmi olmazdı. Onunla sürekli olarak çalışabildiğimiz için son derece mutlu ve onurluyuz” diyor.

ÇEKİM YERLERİ: 3 KITA 7 ÜLKE

Tenet”ın ana çekimleri, Nolan ve yapım ekiplerini üç ayrı kıtadaki yedi farklı ülkeye götürdü: Amerika Birleşik Devletleri’nden İngiltere’ye, Doğu Avrupa’daki Estonya’dan İtalya’nın Amalfi Sahili’ne ve Hindistan’dan İskandinav ülkeleri Danimarka ve Norveç’e. 

FİLM MÜZİĞİ

SON YARATICI PARÇA

 Tenet’in son yaratıcı parçası, filmin Ludwig Göransson tarafından bestelenen müziğiydi. Yönetmenle daha önce hiç çalışmamış olan besteci şunları söylüyor:

“Chris’in filme yaklaşma ve deneyimleme biçimim üzerinde muazzam bir etkisi oldu. Kendisiyle müziğe ilişkin vizyonu hakkında konuşurken, müzikal bilgisinin derinliği ve ‘Tenet’ta müzikte sınırları zorlama dürtüsü karşısında şaşkına döndüm. Chris çekime gittiğinde, tüm dünyayı dolaşırken dinlemesi için iki saatlik müzik yazıp vermiştim. Dünyanın neresinde olursa olsun hangi sesin hangi karaktere ait olduğu veya o gün çektiği bir sahneyle müziğin nasıl farklı etkileşime girebileceği hakkında fikirlerle bana notlar yazdı” diyor. Emma Thomas ise şunu söylüyor: “Müzik her zaman her filmin çok önemli bir parçasıdır, ama özellikle Chris’in filmlerinde müzik neredeyse bir karakter oluyor. Ludwig, skora bir tazelik ve farklı bir enerji getirdi. Muhteşemdi ve onunla çalışmayı kesinlikle sevdik”.

“BENZERSİZ SERÜVEN YAŞATMAK İSTİYORUZ”

Christopher Nolan, Tenet ile sözlerini şöyle noktalıyor: “‘Tenet’la başarmayı umduğum şey, aksiyon sinemasına, özellikle de casus türünü yeniden yaklaşmaları ve onu yeniden deneyimlemeleri için izleyicilere bir neden vermek. Onlara farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum ki çocukken bu tür filmleri izlerken benim tattığım heyecan hissini yaşasınlar. Aksiyon sekanslarında o bilinmezlik duygusunu tekrar aşılayan yeni bir deneyim sunmaya çalışıyoruz. Gerçekten de, insanlara daha önce yaşadıklarına hiç benzemeyen bir serüven yaşatmak istiyoruz”.

(NTV)

Ağustos 2010’da yayın hayatına başlayan aylık sinema dergisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir