Rıza Akın Anıldı

DOSTLARI VE YAKINLARI RIZA AKIN’I ANDI

Tayfun Pirselimoğlu; “Bir hikayesinden senaryo yazdım. O filmde de oynadı. Dolayısıyla ona çok şey borçluyum kendisine. Geç bulduk çabuk kaybettik”

Nurcan Eren; “Hep güzel sohbetlerimiz oldu. İyi ki Rıza’yı tanımışım. O çok kıymetlimizdi.”

Menderes Samancılar; “Anlatmayla bitmez arkadaşlıklar vardır ya, ağaç gibi… İnsan her daim gölgesinde oturmak ister. Rıza bizim için koca bir selviydi” 

30. Adana Uluslararası Altın Koza film Festivali’nin son gününde, geçtiğimiz yıl hayata veda eden Adanalı tiyatro ve sinema oyuncusu Rıza Akın anısına, başrolünü oynadığı Rıza filmi gösterildi. 2007 yapımı filmin gösterimi sonrasında sanatçının dostlarının katıldığı söyleşide duygusal anlar yaşandı.

Festival bu yıl duygusal anlara da sahne oldu. Adana’nın yetiştirdiği sanatçılardan Rıza Akın geçtiğimiz yıl hayata veda etti. Pek çok sinema filminde ve dizide rol alan sanatçının 2007 yılında Tayfun Pirselimoğlu’nun yönettiği filmi “Rıza” gösterildi. Adana seyircinin yoğun ilgi gösterdiği gösterim sonrasında, filmin yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu, yakın dostu oyuncu Menderes Samancılar, Rıza filmindeki rol arkadaşı Nurcan Eren, eşi Miho Shimatashiro, yeğeni akademisyen Akın Kılıç, Vildan Erşen ve arkadaşı Rıza Kıraç sanatçıyı anlattılar.

Zeynep Ünal’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Tayfun Pirselimoğlu; “İkinci filmi çekmek için Adana’ya geldim. Bir kafeye gittik. Orada Rıza’yı gördüm, çok enteresan bir yüzü vardı. Tanıştık ve oranın da sahibi olduğunu öğrendim. Sohbet esnasında projemi anlattım, İstanbul’a gelir misiniz dedim. Geldi, fakat o proje olmadı. O sırada seyrettiğiniz Rıza filmini yazdım. Rıza bey o filmde ilk defa başrol oynadı. Filmin gerçekleşmesi bizim karşılaşmamız çok büyük bir tesadüftü bence. Sonrasında oyuncu yönetmen ilişkisi yerini dostluğa bıraktı. Bu festivalin Rıza’yı anması çok anlamlı. Onun adına ödül verilmesi gerçekten büyük bir kadirşinaslık. Onun Adana’ya yaptıkları böyle bir anmayı gerektiriyordu. Rıza’nın çok hikayesi vardı. O hikayelerden bir şeyler çaldım.  Bir hikayesinden de senaryo yazdım. O filmde de oynadı. Dolayısıyla ona çok şey borçluyum. Geç bulduk çabuk kaybettik” dedi.

Nurcan Eren; “Benim de ilk sinema filmimdi Rıza. Çok rahat bir set ortamımız oldu. Hep güzel anılarımız var. Hep güzel sohbetlerimiz oldu. İyi ki Rıza’yı tanımışım. Çok kıymetlimizdi.”

Menderes Samancılar; “ Çok iyi adamdı. Adana’yı ve Adanalıları çok severdi. Seyhan Belediyesi’nde uzun yıllar kültür elçiliği yaptı. Seyhan Kültür Şenliği’nde bayrağı Rıza taşıyordu biz de onun arkasından gidiyorduk. 35 yıllık bir dostluğumuz var.  Uzun bir yol yürüdük. Oyunculuğu, hayata bakışı anlatılmaz bir insandı. Filme başlayınca, sende kamyoncuyu oynasan çok iyi olur dedi. Israr etti. Ölümlü dünya dedi. İlk filmimde birlikte çalışırsak ikimize de iyi anı olur dedi. Yaşlanınca kendimizi seyrederiz dedi. Sahnemiz beraberse gelirim dedim. Anlatmayla bitmez arkadaşlıklar vardır ya, ağaç gibi, insan her daim gölgesinde oturmak ister. Rıza bizim için koca bir selviydi.”

Rıza Akın ile anılarını da paylaşan konuklar zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayarak duygusal anlar yaşadılar.

 

COŞKUN ARAL İLE SAVAŞ FİLMLERİ ÜZERİNE…

Coşkun Aral; “İlk kez 13 yaşında İstanbul’da karşılaştığım Tony Curtis ile yıllar sonra yeniden bir araya geldim”

Festival kapsamında gerçekleşen paneller ve söyleşilerden bir diğeri de, belgeselci, savaş muhabiri, televizyoncu, gazeteci Coşkun Aral’ın konuk olduğu “Savaşın Sineması ve Sinemanın Savaşı” söyleşisiydi. Nebil Özgentürk’ün moderatörlüğündeki söyleşide Coşkun Aral, sinema tarihinde dünyada ve Türkiye’de çekilen savaş filmlerini yorumladı. Filmlere konu olabilecek anılarını paylaştı. İlk kez 13 yaşında İstanbul’da karşılaştığı Tony Curtis ile yıllar sonra yeniden karşılaştığını ve her iki karşılaşmasındaki anılarını da anlatan Coşkun Aral, kendisini izlemeye gelen konukların sorularını da yanıtladı.

Coşkun Aral;  “Sinemada hayranlıkla izlediğim Tony Curtis’i 13 yaşındayken karşımda görünce çat pat İngilizcemle kendisiyle sohbet ederek unutulmaz bir anıya sahip oldu. Keşke o yıllarda şu telefonlar olsaydı da belgeleyebilseydim. Yıllan sonra kendisiyle tekrar karşılaştım ve bu kez telefonla çekim yaptım. Bu karşılaşmayı belgeleyerek anılarıma yeni bir anı daha ekledim” dedi.

Ağustos 2010’da yayın hayatına başlayan aylık sinema dergisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir