16 Yaşında Uzun Metraj Çekti

Dijital teknolojinin günden güne hızla gelişmesiyle beraber film yapım olanakları da artıyor. Artık, gençler eskiye nazaran daha kolay organize oluyor ve küçük ekipler kurarak hayallerinin peşinden koşuyorlar.

İsmet Müstecep ismi belki şu an çok tanıdık gelmeyebilir ama klişe bir tabirle ileride adını daha sık duyabileceğiniz genç yeteneklerden birisi diyeyim şimdilik. Kendisini bir dost meclisinde tanıma fırsatı buldum. Henüz 16 yaşında olduğunu ve Tehlike İstanbul 76 Saat adlı bir uzun metraj çalışması olduğunu söylediğinde doğal olarak herkesin yüzünde küçük çaplı şaşkınlık ifadesi oluştu. Kendisinden ve film çekim sürecinden bahsettiği süre boyunca genç yaşına karşın sergilediği olgun tavırları, ağırbaşlılığı ve sinemaya olan bağlılığını hissettiren sözleriyle kendisinden fazlasıyla umutlanmamızı sağladı. İsmet Müstecep’le mail üzerinden gerçekleştirdiğim röportajı aşağıdan okuyabilirsiniz.

Röportaj: Murat ATA

İsmet öncelikle seni tanıyalım.
16 yaşındayım, aslen Bolu’luyum. Açıköğretim lise öğrencisiyim, ayrıca hafızım ve Kur’an-ı Kerim üzerine edebiyat okuyorum.

Sinemaya merakın nasıl başladı?
Henüz 11-12 yaşlarındayken çocukluk arkadaşımın telefonunun stop motion (başlat/durdur) özelliği ile birkaç kısa video çektim herkes sokakta maç yaparken yada kardeşim oyun oynarken ben elimde kamera onları farklı açılardan kayda almaya çalışırdım. Çektiklerimi izledikçe beni bir merak sardı, sonrasında küçük bir kamera aldım ve amatör olarak kısa filmler çekmeye başladım.

Ülkemizde genelde senin yaşındaki gençler sinemaya kısa film ile giriş yapmayı tercih ediyorlar. Sen de yaşıtların gibi kısa film gibi daha az maliyetli ve zahmetli bir işe girişmektense uzun metraj çekmeye nasıl karar verdin?
Aslında ben de kısa filmle giriş yaptım diyebilirim (tabi bunlar 10 dakikayı geçmeyen ve filmde neler döndüğünü asla anlayamayacağınız tarzda şeylerdi). Daha sonra arkadaş çevremle birlikte kısa film tarzı şeyler çekmeye karar verdik ve 6 bölümlük bir kısa dizi çektik; bence büyük bir başarıydı çünkü her çektiğimiz bölümde gerçekten çok şey öğrendik, basamak atladık, çevremiz gelişti. 6.bölümün sonunda artık bu iş de bizi kesmemeye başladı, uzun metraja da el atmalıydık. Hemen hazırlıklara başladık, senaryo yazıldı, ekip kuruldu ve çekimlere başlandı.

Öncelikle filmini doğal karşılayabileceğim kimi eksikliklerine karşın beğendiğimi söyleyebilirim. Filminde çok net bir Amerikan aksiyon sineması etkisi hissediliyor. Filmin hem hikâye yazımı hem de çekim aşamalarında etkilendiğin kaynaklar nedir?
Sanırım birçok kişi filmin bu yanını beğeniyor. Bu aksiyon tarzı aslında çok pahalıya malolan bir iş fakat bizim gibi bir ekip etkisini bile hissettirse bence şimdilik yeter. Hikâye yazımı konusunda Kurtlar Vadisi ve Adanalı gibi bazı dizilerden fikir aldığımızı söyleyebilirim fakat çoğunlukla 1,5 yıl kadar öncesindeki ekibimizle yazabildiğimizi, aklımıza geleni yazdık.

Filmini hangi teknik ekipmanlarla ve nasıl bir set ortamında gerçekleştirdin? Filmi ne kadar sürede çektin?
Küçük bir setimiz vardı, dışarıdan baktığınızda daha çok ellerinde fotoğraf makinası olan bir grup çocuk derdiniz. Teknik ekipman olarak Canon 600D fotoğraf makinası, bir tripod ve marangoza yaptırdığımız bir şaryomuz vardı. Filmi 1 yıllık süreye yayılmak üzere, 50 günde çektik.

Filmin oyuncu kadrosunu nasıl oluşturdun?
Tamamen arkadaşlarımdan ve yakınlarımdan kim varsa oynattık.
filmarası-ismet-müstecep-kare
Filminde başarılı bulduğum unsurların başında müzik kullanımını ve kurguyu sayabilirim. Özellikle sahnenin içeriğiyle uyumlu müzikler ve uzak planların etkileyici biçimde kullanıldığı çekimler filmin öne çıkan tarafları. Müzik seçimlerinde ve kurgu aşamasında nasıl bir yol izledin?
inanın kurgu, yaptığım onca çekimden daha yorucu geldi diyebilirim. Düşünün bir bilgisayarın karşısındasınız, elinizde saatlerce görüntü var, bir sürü hata, eksik, problem ve siz bu görüntülerden bir uzun metraj film çıkaracaksınız. Yapılacak işlem keşke sadece kurgu olsa; bunun plan plan color correction, (görüntü efekti) dublajlar, oldukça bol olan aksiyon sahnelerindeki görsel efektler, bu efektleri destekleyecek ses efektleri, müzik vs. bir sürü şey… Çok şükür full çalışarak bir ayı aşan bir sürede bitti.

Filmin mekân tercihleri de aksiyon yapısını güçlü biçimde destekliyor. Mekân seçimlerini nasıl yaptın? Çekimler sırasında karşılaştığınız, ekibi zorlayan gelişmeler oldu mu?
Bazı aksiyon sahneleri için Yarımburgaz mağaralarında çekimler yaptık. Ekip tamamen amatör olduğu için çekimlerde yavaş ilerleniyordu. Açıkçası birkaç müstesna kimse işi ciddiye almıyordu, üstelik mekân kalabalık oluyordu ve ciddi anlamda mesafe olarak uzaktı, dolmuş mağaralara oldukça uzak bir yerde indiriyordu. Her seferinde yürümek zorunda kalıyorduk fakat çekimlerin tamamını yaptık. Mağaraların yanı sıra bence İstanbul gibi bir yerde olduğumuz için şanslıyız; Balat, Edirnekapı Surları ve tarihi camiler gibi birçok güzel yer vardı. Yol veya sokak kapatamadığımız için zorlanmadığımız olmuyor değildi. Eğer bir aksiyon sahnesi çekiyorsanız etrafta sakin sakin yürüyen insanlar oldukça komik bir görüntü oluşturur; aslında onların koşarak kaçışması, birkaç arabanın havaya uçması, camların kırılması ve bombaların art arda patlaması falan gerek ama nerede! Yine de özellikle Balat’ta çektiğimiz sahnelerden gayet olumlu sonuçlar aldık diyebilirim.

Filmini izlemek isteyen seyircileri nasıl bir film bekliyor? Sence filminin en güvendiğin, en güçlü noktaları neler?
Film senaryo ve birkaç teknik sorun dışında neredeyse hiç olumsuz yorum almadı diyebilirim. Filmde mağara çatışma sahneleri ve mezarlık sahnesindeki oyuncuların performansı güvendiğim noktalar arasında.

Filmin final sahnesinde sanki devam filmine veya bir seriye göz kırpmışsın. Bu yönde bir düşüncen var mı? Eğer varsa yeni filminde nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsun?
Evet, ya nasip dedik, bir göz kırptık fakat şu an için devam filmi düşünmüyoruz. Yazdığım bir senaryo üzerinde çalışıyoruz.

Peki yeni projen hakkında kısaca bilgi verir misin? Yine aynı türde bir eser üzerinde mi çalışıyorsun?
Çalıştığımız proje yine aksiyon üzerine fakat çok daha farklı diyebilirim. Her bir karaktere yoğunlaşıyoruz yeni filmimizde; birbiriyle çatışan, birbirlerini kovalayan insanları izlemekten daha ziyade anlatılmak istenilen konuyu izleyeceğiz.

İlk uzun metrajından nasıl dersler çıkardın? Sonraki filmimde kesinlikle yapmam dediğin bir şey var mı?
Birçok tecrübe edindim, aslında hep birlikte edindik. Mesela bir sonraki filmimde oyuncu seçimimizi çok iyi yapmayı düşünüyoruz, bazı profesyonel oyuncularla konuşarak kısa kısa rollerde oynamalarını rica edebiliriz.

Belki de en merak edilen soruyu yönelteyim sana. Filminin maliyeti nedir?
Her ne kadar adına “sıfır bütçe” desek de bu tabi ki imkansızdır fakat bir yıl boyunca ekip olarak toplam harcamamız 900 ila 1.500 TL’yi geçmemiştir.
Filmarası-Tehlike-İstanbul 76 saat

Filmine gala yaptığından bahsetmiştin. Biraz gala organizasyonundan bahseder misin?
O kadar uğraştık, bari gala da yapalım tam olsun dedik. Bir AVM’nin sinema salonunu kiraladık, çok güzel geçti. O gün sanki bir dönüm noktasıydı. Bir dostumun şu sözünü asla unutmayacağım: “Mezun olduğumda bu kadar sevinmemiştim.” Gerçekten tarif edilemez bir mutluluk yaşadık o gün; çektiğimiz tüm sıkıntılara ve verdiğimiz emeklere değmişti.

Peki çevrendekilerin hem sinemaya olan ilgine hem de film çalışmalarına yaklaşımı nasıldı? Ayrıca filmini izledikten sonra yaklaşımlarında değişiklik oldu mu?
Çevremdekilerin bakışı zamanla daha ılımlı hale geldi diyebilirim.

Eminim yaşıtın çoğu gencin merak ettiği bir soruyu yönlendireyim. Film çekimlerinin okuluna ve derslerine herhangi bir etkisi oldu mu?
Pazar günü akşama kadar çekim, ertesi gün sabahın köründe ders. Tabi yorucu oldu fakat önemli ölçüde bir etkisinin olmadığını söyleyebilirim.

Sinemaya duyduğun merakı üniversitede sinema eğitimiyle devam ettirmeyi düşünüyor musun?
Bu soru daha çok ailemin bakış açısıyla ilgili. Bu yüzden “kısmet” demek istiyorum.

Tehlike İstanbul 76 Saat filmiyle ilgili aşağıdaki adresten hem yönetmen hem de film hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

www.mustecepfilm.com

İsmet Müstecep’in yönettiği Tehlike İstanbul 76 Saat filmi aşağıdaki adresten izlenebilir.

https://m.youtube.com/watch?v=EI8rGnOyHVw

Sinema her şeyim. Hayallerim, bir şekilde hangi alanı olursa olsun temas halinde olmak istediğim, hayatımın vazgeçilmezi..Woody Allen, Dardenne Kardeşler ve Reha Erdem'in sinema dünyalarından tarifsiz bir şekilde etkilenirken; sinema tarihinin en iyi filminin Yurttaş Kane olduğu üzerine düşüncem, seyrettiğim her filmle biraz daha pekişiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir