İnsanlığı ‘Yerli Kahramanlar’ Kurtaracak!

İlk hikayesinin çekimlerine 2020 Mayıs’ta başlanması planlanan “T-World Sinematik Evreni“nde 36 yerli karakter yer alıyor.

Karakter ve evren tasarımı ortak kadim tarih ve Mevlana, Harezmi, Ali Kuşçu, Ahmet Yesevi gibi isimlerden etkilenerek yapılan proje, alışılmışın dışında bir “süper kahraman” algısı için gün sayıyor.

Proje çalışmalarına 4 yıl önce başlayan Bülent Turgut, “Altay”, “Su Perisi”, “İkizler”, “Rumi”, “Nazar” ve “İnsan Tamircisi” isimli ilk 6 karakterin tanıtımını Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen televizyon ve dijital içerik fuarı MIPTV’de yapmaya hazırlanıyor.

Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “süper kahraman” denildiğinde ilk olarak, 20’nci yüzyılın başlarında şekillenmeye başlayan ABD çizgi roman evreninin geldiğini söyledi.

“Fantastik ve Bilim Kurguda Uzmanlaşmış Bir yapı Olacağız”

Bu evrenin sinema ve televizyonun ardından internet kültürüyle birlikte dijital platformlara geçtiğini aktaran Turgut, “Eskiden sadece ‘Superman’, ‘Batman’ filmleri izlerdik. Sonra ‘Justice League’ diye bir kavram çıkardılar. Neden? İhtiyaçlar, talepler, sosyolojik dönüşümler ve teknoloji gelişimi bunu şart haline getiriyor. Biz yola ‘Türkiye’de süper kahraman sinematik evreni yaratacağız. Fantastik ve bilim kurgu alanlarında uzmanlaşmış bir yapı olacağız. İlk karakter evrenimizi tanıttıktan sonra, bu konuda Türkiye merkezli çalışmak isteyen yaratıcı bireylere ortam da oluşturacağız.’ diye çıktık.” ifadelerini kullandı.

Turgut, T-World Sinematik Evreni’nin bir karakter dünyası olduğuna işaret ederek, “Yani tek bir projeden bahsetmiyoruz. Biz bu genel hikaye evreni içinde 36 karakter çalıştık. Aslında sadece bir tek dizi yapmıyoruz, bir platform oluşturuyoruz. Bu platformun ilk hikayesini 6 karakterin kesişme ve ayrışma noktalarıyla anlatacağız. Sinemaları, dizileri olan bu karakterler aynı evrende yaşayacak.” diye konuştu.

“Proje Geniş Bir Hinterlandı İlgilendiriyor”

Projenin zorluklarına ve büyük yatırım gerektirdiğine değinen yapımcı, şöyle devam etti:

“Biz ‘Marvel’ ve ‘DC Comics’in 100 yıllık kültürü ve üretimine saygı duymakla beraber, bu evrenlerin ve kahramanların ‘Türk versiyonları’nı yapmıyoruz. Bizim bakış açımız çok farklı. Tarihsel gelenekleri olan bir coğrafyada yaşıyoruz. ABD’nin süper kahramanları yıllardır dünyayı kurtarıyor. Kötülük ekseni her zaman olacak ama bizim süper kahramanlarımız sadece dünyayı değil insanlığı kurtaracak. Çünkü bizim yöntemlerimiz çok farklı şeylerden besleniyor. Biz Dede Korkut hikayeleriyle büyümüş bir milletiz. Coğrafi hikayelerin bize sunduğu gerçek süper kahramanlar zaten hayatımızda var. Tabii ki aksiyonun en iyisi olacak ama biz olaylara insani ve duygusal eksenden bakıyoruz. Dolayısıyla sinematik evrenimizi kurarken Harezmi’den, Rezzaz el-Cezeri’den, tasavvuftan, Mevlana’dan etkilendik. Bu evren, kendi kültür coğrafyamızın kahramanlarını yeni neslin anlayacağı dilde, görsellikte ve her şeyden önemlisi hikayecilikte anlatacak.”

Turgut, Türkiye’nin son zamanlarda dizi ihracatındaki yükselişine değinerek, “Bu proje sadece Türkiye’yi değil Doğu Avrupa’dan Orta Asya’ya, Kuzey Afrika’dan Rusya’ya kadar geniş bir hinterlandı ilgilendiriyor. İki yıl sadece hikayeciliği üzerine çalıştık. ‘Artık biz de varız.’ demek için yola çıktık. Ayrıca ciddi yatırımların yanı sıra ciddi Ar-Ge çalışmaları yaptık.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu Süper Kahraman Kostümlerinin Değişme Vakti Geldi”

Senaryoların iki yıl önce hazır olduğunu aktaran Turgut, “evren”in meraklılarıyla buluşma zamanlamasının sebebini şöyle açıkladı:

“Çocuklarım doğduktan sonra bir süre TRT Çocuk gibi önemli hamleler yapmış bir kanaldaki içerikleri izlediler. Belli bir yaştan sonra çocuklar okulda falan yabancı süper kahramanlardan etkilenmeye, onların kostümlerine özenmeye başladı. O zaman da emin oldum. ‘Bu süper kahraman kostümlerinin değişme vakti geldi.’ dedim. Teknik olarak Türk sinema ve televizyon dünyasında böyle bir eksik vardı. Çocukların takip edeceği, tamamen bizim kültürümüze odaklı doğru işler yapan süper kahramanımız neden olmasın? Yani bu işin profesyonel tarafının yanında bir amaca hizmet etmesi gerektiğini de düşünüyorum. Geleceğe dair kalıcı şeyler bırakma derdindeyiz. Kendi çocuklarım üzerinden, torunlarımızın da göreceği, seveceği, benimseyeceği işler yapma amacındayız.”

Bülent Turgut, görsel içerik anlayışının dönüşmeye başladığını ve dünyada birçok ülkenin dijital platform süreçlerini hızlı bir şekilde işlettiğini dile getirdi.

Dijital platformlarda tüketilen içeriğin yaklaşık yüzde 40’ının fantastik ve bilim kurgu yapımları olduğuna dikkati çeken Turgut, ekip arkadaşlarıyla birlikte bu alanda uzmanlaştıklarını ve kendilerini geliştirmeye devam ettiklerini anlattı.

5 Yılda 3 Dizi 3 Sinema Filmi

Turgut, projeyle birlikte bir ekosistem oluşturmanın gerekliliğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“Kostüm, tasarım ekiplerinden aksiyon ekiplerine, dijital ekiplere kadar yatırım yaptık. Türkiye’nin yurt dışında başarılı olmuş değerli yetenekleriyle çalıştık. Bu evrenin video oyunlarını ve oyuncaklarını da tasarladık. Önümüzdeki 5 yılda 3 dizi 3 sinema filmi yapmak üzere bütün planlarımızı kurguladık. Şirketin yapılanmasını uluslararası ortaklıklarla modelledik. İlk ortağımız ABD’den Morris L. Reid Mercury LLC. Projenin global halkla ilişkiler, finansman ve yatırım faaliyetlerini yürütüyorlar. Şimdi yatırım almaya devam ediyoruz. Bundan sonraki amacımız bu işi endüstrileştirmek.”

Projenin ilk etabı olan “Altay” dizisi için 2020 Mayıs’ta çekimlere başlayacalarını söyleyen yapımcı, “Altay’ın birinci bölümünde yönetmenliği kendi talebi üzerine ‘Lost’ ve ‘Prison Break’ gibi dizileri yöneten Bobby Roth yapacak. Aynı zamanda bize danışmanlık yapan Roth’un yorumu, ‘Karakterler çok özel. Bizim evrenimizdeki karakterlere iki katman daha eklemişsiniz. Bu çok önemli.’ oldu. Dijital izleyiciye kolay kolay bir şey beğendiremiyorsunuz. Çıta çok yüksek olduğu için yaptığın içeriğin her bir parçasını iyi yapmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Sadece Bir Maske Bir Pelerinle ‘Süper Kahraman Yaptım’ Diyemiyorsunuz”

Bülent Turgut, 12-34 yaş arasındaki izleyici kitlesini hedefleyen “T-World Sinematik Evreni” için 20 farklı senaristle çalıştıklarının altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Biz bu projenin alt yapısı için Türk mitolojisi, İran, Arap coğrafyası, İslam başta olmak üzere teoloji üzerine okumalar yaptık. Yaşamsal ve felsefi bakış açıklarını inceledik. Yani sadece bir maske bir pelerinle ‘süper kahraman yaptım’ diyemiyorsunuz. Sadece ben onlarca kitap okudum. İnsan kaynağında sıkıntı yaşıyorduk, onu da hallettik. Şimdi ‘Biz de bu alana girmek istiyoruz’ diyen birçok kişi var. Şimdi o gençlerin de fikirlerini hayata geçirmelerini sağlayacak bir zemin oluşturacağız.” şeklinde konuştu.

(AA)

Ağustos 2010’da yayın hayatına başlayan aylık sinema dergisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir