2020’nin En İyi Dram Filmleri

2020’de dramı sonuna kadar yaşamış olabiliriz. Hatta pandeminin getirdiği korku, gerçek dışılık hissi ve tabii dramı filmlerden almak istemiyor bile olabiliriz. Ama pandemi, sinema sektörünün tamamen durması için geçerli bir neden olmadı. Setler çalışmaya kaldığı yerden devam etti. Bir önceki yıl çekilen filmler vizyona girdi ya da streaming platformlarında yayınlandı. Daha önce yaptığımız korku, bilim kurgu ve komedi listelerinin ardından sırada dram türü bulunuyor.

Beyazperde 2020 yılının en iyi dram filmlerini derlediği liste şöyle:

Shirley – Josephine Decker

Biyografi türündeki Shirley, ünlü korku yazarı Shirley Jackson’ın hikayesini anlatıyor. İşin içinde bir korku yazarı olunca da filmden gerilim eksik olmuyor. Rose ve kocası Fred, kendilerine yapılan teklifi kabul ederek Shirley Jackson ve Stanley Hyman ile birlikte yaşamaya başlar. Genç çiftten etkilenen Jackson, onları yeni romanının konusu yapmaya karar verir. Shirley’nin başrolünde Elisabeth Moss ve Logan Lerman yer alıyor.

The Photograph – Stella Meghie

Başrolünde Issa Rae ile LaKeith Stanfield’in bulunduğu The Photograph romantizm ve dramı birbirine katıyor. Geçmiş ve günümüzde geçen aşk hikayelerini bir araya getiriyor. The Photograph, 2020’nin en çok beklenenleri arasında yer alıyordu.

Bad Education – Al Campbell, Elliot Hegarty

Hugh Jackman’ın oyunculuğunu adeta konuşturduğu Bad Education, dram ve komediyi bir araya getiriyor. Öncelikle festival sezonunun sevilen filmi olarak göze çarpan Bad Education, HBO tarafından satın alınmıştı. Pandemi yüzünden vizyona giremediği için televizyonda ve HBO Max’te gösterilmişti. Long Island’da müfettiş olan Frank Tassone ve onun müfettiş asistanı Pam Gluckin, Roslyn Okulu’na daha önce hiç görülmemiş bir prestij sağlar. Frank her daim tertemiz ve jilet gibi giyinimiyle, etrafına yaydığı pozitif enerji ve güvenle tanınır. Ta ki, içinde bulunduğu topluluğun liderleri ve endişeli veliler başına üşüşene kadar. Frank o güne kadar hiç yanlış yapmamasıyla biliniyordu. Ancak cesur bir gazeteci öğrenci, daha derinlere bakmaya ve Frank’in yaptığı yolsuzlukları su yüzüne çıkarma kararı alır.

Da 5 Bloods – Spike Lee

Spike Lee’nin yeni filmi Da 5 Bloods, bir savaş dramı olarak karşımıza çıkıyor. Netflix’te gösterime giren film, başrollerinden biri Chadwick Boseman’ı yerleştirmişti. Boseman’ın vefat etmeden önceki son iki filminden biri olan Da 5 Bloods, yılın en iyilerinden biri olarak görülüyor. Yıllar sonra Vietnam Savaşı’nın yapıldığı yere dönen dört gazi, kaybettikleri arkadaşlarının anısını yaşamaya çalışırlar. Amaçları hem onun mezarını bulmak, hem de gömülü hazineyi ele geçirmektir. Da 5 Bloods, ödül sezonunun muhtemel adaylarından biri olarak görülüyor.

Never Rarely Sometimes Always – Eliza Hittman

Başından sonuna ağlamayı vaat eden Never Rarely Sometimes Always, iki genç kızın yaşadığı hikayesini konu ediniyor. Sundance başta olmak üzere birçok festivalden yolu geçen filmde Autumn ve Skylar, Pennsylvania’nın kırsal kesiminde yaşayan iki genç kızdır. Autumn’ın hayatı, hamile olduğunu öğrenmesi ile altüst olur. Genç kız, istenmeyen hamileliği karşısında ne yapacağını bilemez. Bu süreçte en büyük desteği kuzeni Skylar’dan görür. Autumn ve kuzeni Skylar, bu sorunu çözebilmek için New York’a gitmeye karar verir. Yola koyulan iki genç kız, arkadaşlık, cesaret ve sevgiyi keşfettikleri bir maceraya atılır.ttikleri bir maceraya atılır.

The Trial of Chicago 7 – Aaron Sorkin

Gerçek olaylar alıntı yapılarak çekilen The Trial of Chicago 7, Aaron Sorkin’in son filmi olarak Netflix’te karşımıza çıktı. Her ne kadar politik açıdan tam olarak doğruları anlatmadığına dair eleştirilere maruz kalsa da The Trial of Chicago 7 yılın en iyi dram filmleri arasında geçiyor. The Trial of the Chicago 7, Chicago’daki 1968 Demokratik Ulusal Konferansı’nda Vietnam Savaşı ve karşı kültür protestoları düzenleyen ve federal hükümet tarafından komplo ve ayaklanmaya teşvik ile suçlanan yedi sanığın 1969 yılında görülen meşhur duruşmasına odaklanıyor.

Mank – David Fincher

Mank, ödül sezonu için biçilmiş bir kaftan. 1941 yapımı “Citizen Kane” filminin senaristlerinden olan Herman Mankiewicz’in hayat hikayesini konu ediyor. Mankiewicz’in bocalamaları, kariyerinin kötüye gidişi, alkolikliği ve daha birçok önemli olayın anlatıldığı film yıl boyunca merakla beklenmişti. Mank, David Fincher’ın yönetmenliğiyle hayata geçirildi.

Promising Young Woman – Emerald Fennell

Dram, komedi ve gerilimi bir araya getiren Promising Young Woman, yılın en çok konuşulan filmleri arasında yer alıyordu. Carey Mulligan’ı başrolüne yerleştiren film gelecek vadettiği konusunda herkesin hemfikir olduğu ancak acıklı bir olay sonucu geleceği mahvolan Cassie’ye odaklanıyor. Tıp fakültesini bırakmak zorunda kalan genç kadın, endişeli ebeveynleriyle birlikte yaşamakta ve bir kahve dükkanında çalışmaktadır. Dışarıdan hayatı durma noktasına gelmiş gibi görünen Cassie ise ikili bir hayat yaşamakta ve geceleri yolunun kesiştiği erkeklerden intikam almaktadır.

Tigertail – Alan Young

Alan Young yönetmenliğindeki Netflix filmi Tigertail, bir ailenin 1950’lerin Tayvan’ından günümüz New York’una uzanan hikayesini konu ediyor. Herkes iyi bir yaşam sürmek ister. İnsanlar, büyüyüp gelişebilecekleri, kendi ailelerini kurabilecek huzurlu bir ortam arayışındadır. Ancak ilerlemek için geride bırakmamız gereken şeyler de vardır. Grover da iyi bir hayata sahip olmak isteyen genç bir adamdır. Tayvan’da kötü bir çocukluk geçirmesi, onun birçok riski göze alıp ülkesinden ayrılmasına neden olur. Arkadaşlarını, ailesini, sevdiklerini geride bırakmak zorunda kalan Grover, New York’a taşınır. Aradan geçen yılların ardından, kızı ile sağlam bir ilişki kurmaya çalışan Grover bu süreçte yıllar önce verdiği kararın hayatını nasıl etkilediğini sorgulamaya başlar.

Ağustos 2010’da yayın hayatına başlayan aylık sinema dergisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir