Yeniden Doğuş

Küresel bir elektrik kesintisi sonucu insanlar uyuyamamaya başlar, uykusuzluk beraberinde dikkat bozukluğu, halüsinasyon ve histeri krizleri getirir. İnsanlar birbirine düşmüş, kaos hüküm sürmeye başlamışken bir kız çocuğunun uyuyabildiği ortaya çıkar ve herkes peşine düşer. Tipik bir “son çaremiz o” hikayesi üzerine kurulu Awake, macera yüklü bir dram.

Netflix’in 9 Haziran 2021’de yayına verdiği ilgi çekici filme, Türkçede “uyanmak, farkında olmak, harekete geçmek, bilincine varmak” gibi anlamları olan Awake adı konmuş. Geçinemediği için yasadışı işlere bulaşan eski asker, yeni güvenlik görevlisi Jill karakteriyle çocukları için mücadele ettiği bir dönemde tanışıyoruz. Bekar anne çalıştığı hastanenin nöbet saatleriyle iki çocuğu arasında koştururken açıklanamayan bir fenomen gerçekleşiyor ve insan beyni dahil elektrik sinyalleriyle çalışan her şey olumsuz etkileniyor. Otomobillerin hareket etmemesi, cihazların çalışmaması gibi sorunlar, insanların gördükleri zarar sonucu uyuma yetilerini kaybettiklerinin anlaşılmasıyla önemsizleşiyor ve herkes zıvanadan çıkıyor. En dayanıklı bedenin bile birkaç günlük uykusuzluk sonucu bilişsel yeteneklerini kaybedeceği gerçeği, filme saatli bomba efekti katarak karakterlerin zamana karşı yarıştığı bir mücadele sunuyor.

Belki bütçe darlığından belki de bomboş bir aksiyon filmi olmak istememesinden, Awake sosyolojik çıkarımlarda bulunuyor ve topluma eleştiri getiriyor. Bu uğurda ilk durağıysa kilise. Birbirini sevmek, komşusunu korumak, dini liderini takip etmek üzere bir araya gelen dindar insanların akıl dışı eylemlere ilk başlayan, şiddete ilk başvuran ve bilimi ellerinin tersiyle itip dini referansları da yanlış yorumlayarak ilk hata yapanlar oluşları düşünmeye değer. Uyuyabilen küçük kızı tanrılarına kurban ederek bu illetten kurtulabileceklerini düşünmeleriyse gerçekçi olduğu kadar tüyler ürpertici.

Jill, kızı Matilda’nın uyuyabildiğini keşfettiğinde büyük bir ikilemde kalıyor çünkü bildiğimiz dünya bir hafta içinde yok olacak. Uyuyabilen ve dolayısıyla hayatta kalabilecek tek kişi küçük kızı olursa onu kim koruyacak, Matilda koskoca dünyada tek başına ne yapacak, onu düşünüyor. Silah kullanmak, depodan hortumla benzin çekmek gibi şeyleri öğretmeye çalışırken buna vakti olmadığını anlıyor ve uyuyabildiği için üzerinde deneyler yapılmak üzere bir tesiste tutulan yaşlı bir kadın olduğunu öğrenmesiyle ona ulaşıp kızını emanet etmek istiyor. Filmin bu noktada annelik güdüsünün şaşırtıcı bir şekilde altını çizdiğini düşünüyorum. Macera ve gerilim yüklü olayları izleyen seyircinin aklına gelmesi güç bir senaryo hamlesi bu. Genelgeçer film trükleri beklerken “herkes öldüğünde kızıma kim bakacak” derdine düşen bir anneyle karşılaşmak nerden baksanız ilgi çekici ve düşündürücü.

Filmin yanından yöresinden geçtiği başka temalar da var. İleri teknolojinin o kadar da iyi bir şey olmadığı ve eski usul araç gereçlerin hayati önemi, vurgulanan konulardan bir diğeri.Kıyafetine ve ten rengine bakarak bir insanın içini gördüğünü sanmak yani ırkçılık da kilit karakterlerden biriyle işleniyor. Ayrıca; halüsinasyonların baş gösterdiği, kişilerin bedenlerini kontrol edememeye başladıkları ve kontrolsüz davranışlar sergiledikleri son düzlüğü çok sevdiğimi ve daha uzun olmasını dilediğimi söylemem gerek.

Gina Rodriguez’in ayinsel hareketlerle suya batırıldığı, Gravity’de uzay mekiğinden düşüp yeniden doğan Sandra Bullock’lu sahneninbir adım ileri (ya da bu durumda geri) götürülerek yeniden doğuşun vaftizle harmanladığı ikonik final muhtemel devam filmlerine kapı aralıyor. Umarız devamı gelir.

 

 

1983 yılında, mutlu bir aileye doğdu. 15 yaşında sinema salonlarıyla tanışıp, bazı filmlere âşık oldu. “Ben de yaparım” zannederek, -o zamanki algısıyla- senaryo yazmaya ve her sene doğum günü gelmeden bir uzun metraj tamamlamaya başladı. “Yapan” olmanın kendisi için o kadar da kolay olmayacağını anladığındaysa bu büyülü dünyadan kopmamak için, filmler hakkında “yazan” olmaya karar verdi. Geçen yıllar içinde istemeden de olsa tıp hekimi olup 12 yıl çalıştıktan sonra mesleği bıraktı. 15 yıllık sinema yazarlığı süresince Altyazı Sinema Dergisi, Filmlerim.com, Öteki Sinema, Blogum Dergisi, Haftalık Sinema Antrakt Gazetesi ve Film Arası Dergisi’nde yazıları yayımlandı ve Ters Ninja sitesinin genel yayın yönetmeni oldu. Yaklaşık 2,5 yıldır da her perşembe yayınladığı, ülkenin ilk dijital platform bülteni Bu Hafta Ne İzlesem? sayesinde tutkusuna bağlı kalmayı sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir