“Kültür Sanat Etkinliklerinde Devamlılığı Sağlamak Kolay Değil”

Kısa filmlerin yapımını özendirmek, bu alanda yeni yapımları teşvik etmek ve ülke sinemasına katkıda bulunan yeni sinemacıları destelemek amacıyla gerçekleştirilen Akbank Kısa Film Festivali bu yıl 19 yaşında. Festival bu yıl 2-12 Mayıs tarihleri arasında hem Akbank Sanat binasında hem de online olarak filmonline.akbanksanat.com adresinde gerçekleştirilecek. Ben de bu vesilesyle Akbank Kısa Film Festivali Direktörü Selim Evci ile gerçekleştirdiğim röportajda festivale dair ayrıntıları konuştum.

Şimdiden tüm sinemaseverlere keyifli festivaller.

Kısa filmlerin yapımına özendirmek, bu alanda yeni yapımları teşvik etmek ve ülke sinemasına katkıda bulunan yeni sinemacıları destelemek amacıyla, 19 yıldır her yaştan sanatseveri kapsayan bir festival kültürü yaratan Akbank Kısa Film Festivali’nin gösterimleri, bu yıl çevrim içi olmasının yanı sıra pandeminin ardından ilk kez Akbank Sanat binasında da gerçekleştirilecek. Festivalin yeniden salona dönmesine dair duygu ve düşünceleriniz neler? Çevrim içi izleme fırsatının olması, filmleri salonda takip eden sinemaseverlerin sayısında bir düşüşe neden olur mu?

Filmleri salonda izlemek güzel. Büyük bir perdede, sessiz bir ortamda. Bu kendi başına, üretilen eserin saygı gördüğü, izleyici ile baş başa kaldığı bir ortam. Dolayısıyla filmin lezzetinin daha fazla ortaya çıktığı bir yer. Elbette dijitalin kendine göre avantajları oluyor. Bir kere daha fazla insana ulaşabiliyorsunuz. Bu yüzden bu yıl hibrit bir şekilde hem salonda hem online’da festivali yapmaya karar verdik. Salonları özleyen festival takipçileri de bulunuyor.

Festivalin yarışmalı bölümlerine bu yıl 71 ülkeden 2237 film başvurdu. Bu sayı geçtiğimiz yıl 2081’di. Bu yıl en çok hangi ülkelerden başvuru oldu? Başvuran filmler arasında öne çıkan ağırlıklı temalar neler?

Başvuru her yıl artıyor. Dünyanın her yerinden başvuru geliyor. Çok fazla şey yaşandı ve yaşanıyor dünyada arka arkaya; pandemi, savaş, ekonomik kriz. Bunların etkileri görülüyor filmlerde. Direkt olarak olmasa da, çok fazla sorgulama, kaçış, memnuniyetsizlik, arayış gibi temalar ağırlıkta bu yıl.

Festival bu yıl sinemaseverlere nasıl bir film seçkisi sunacak?

Her yıl olduğu gibi yoğun bir araştırma sürecine giriyoruz filmler ve seçki konusunda. Keşif bizim için önemli. Başvuran filmlerin yanı sıra, dünya festivallerine katılıp bizim davet ettiğimiz filmler de oluyor. Festival programı çeşitliliği bol, herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği bir içerikte yine.

20 yaş altı yönetmenlere yönelik yapılan “Genç Bakışlar” yarışma bölümü geçtiğimiz yıl ilk defa yapılmıştı. O bölümde nasıl bir etkileşim oldu?

Güzel bir etkileşim oluyor Genç Bakışlar’da. Teknik olarak tabii geride oluyorlar doğal olarak fakat içerik olarak çok şaşırtıcı işler çıkabiliyor. Ben seviyorum o yaştaki zihinlerin ürettiklerini, arayışlarını ve üretme biçimlerini. Onlar için de bir alan açmak istedik.

Film festivallerinde gösterimlerin yanı sıra çeşitli yan etkinlikler de katılımcıların ilgisini çekiyor. Festival kapsamında bu yıl hangi etkinlikler takip edilebilecek?

Festivalin en renki kısımları atölye söyleşiler. Burası bir okul gibi oluyor festivalde. Sektörün üretenleri ile gençleri buluşturmak ana hedefimiz. Çok sayıda değerli isim var yine programda. Akbank Sanat web sitesinden takip edebilirler.

Festivalin klasikleri arasında yer alan “Kısadan uzuna” ve “Özel gösterim” bölümleri bir sinemasever olarak en dikkatimi çeken bölümler arasında. Bu yıl iki bölüm kapsamında hangi yönetmen ve ülkeden filmler izleyeceğiz?

Kısadan Uzuna’da bu yıl Umut Aral var. Çok yetenekli bir yönetmen, önemli işlere imza atıyor. Hem Türkiye’de hem dünyada üretiyor. Bizim festivalde ilk kısa filmlerini gösterdiğimiz bir yönetmen Umut Aral. Kendisini festivale davet etiğimizde çok hoşumuza giden bir yanıtla cevap verdi: “Akbank Sanat’ta izlediğim söyleşilerden filmlerden etkilenerek bu günlere geldim tabi ki katılmak isterim” dedi. Bu bizi çok gururlandırdı. Böyle bir tarafı da oluyor festivalin, bunu hissetmek güzel. Özel gösterimde bu yıl İtalyan kısa filmler var. Birbirinden güzel İtalyan filmleri var bu bölümde.

Kültür sanat etkinliklerinin devamlılığı ülkemizde her dönem zor olmuştur. Özellikle son yıllarda ekonomik krizin etkisini daha da artırması kültür sanatla uğraşan ve takip eden herkesi zorlayan konuların başında geliyor. Bu açıdan Akbank Kısa Film Festivali’nin hazırlık aşamasında ekonomik koşullar sizi ne derece zorluyor?

Sadece ekonomik de değil, birçok sebepten kültür sanat etkinliklerinde devamlılığı sağlamak kolay değil. Bunu yaparken çizginizi korumak daha da zor. Bu anlamda Akbank Sanat’la iyi bir iş birliği içerisinde olduk hep. Birlikte festivali 19. yılına ulaştırdırdık. Geriye baktığımızda kimler gelmiş kimler geçmiş festivalden. Önümüzde 20. yıl var bakalım. Bu bir başarı festival adına.

Kısa film türünde sinemacılar açısından destek bulmak uzun metraja nazaran daha çetrefilli bir süreç. Bu açıdan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, TRT 12 Punto ve festivallerin sunduğu destekler özellikle ilk kısa filmlerini çeken genç yönetmenler açısından büyük öneme sahip fakat verilen destekler de artık nitelikli bir filmin çekimini dahi karşılamayacak düzeyde. Bu noktada gerekli mercilere ne gibi sorumluluklar düşüyor ya da genç sinemacılar hangi yolu takip etmeli?

Destekler çok değerli. Tek başına bir filmin finansı ölçeği ile bakmamak lazım. Bunlar projenin güçlenmesini sağlayan faktörler. Çoğalmalı, ne kadar fazla olursa o kadar iyi. Bizim Forum bölümümüzde de senaryo aşamasından sağladığımız bir destek bulunuyor. Genç sinemacılar bu aldıkları desteklerle birlikte özel sektöre de gitmeli. Onlara bir kısa filme destek vermenin ne kadar değerli olduğunu kısa filmlerin ne kadar görünür olduğunu ve prestij sunduğunu anlatmalı. Özel sektörün de daha fazla kısa filmlere destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Kısa filmler bunu hakediyor.

Ülkemizdeki film festivallerinin uzun metraj, kısa metraj ve belgesel sinemaya dair yaklaşımını nasıl değerlendirirsiniz? Birçok festival özellikle son yıllarda yarışma kategorisine kısa ve belgesel kategorilerini de eklemeye başlayıp bu yönde de ciddi meblağlarda para ödülleri vermeye başladı.

Çok güzel bir gelişme. Ne kadar fazla olursa o kadar iyi.

Festivalin “Genç Bakışlar”; bölümü aday filmler arasında yönetmen İpek Karan’ın iki filmi yer alıyor. Açıkçası bu durum dikkatimi çekti. Bir yönetmenin iki filmini almak yerine kontenjanda başka bir yönetmen ve onun filmine şans verilemez miydi?

Aslında güzel bir soru. Biz yaklaşım olarak galiba duygusal bakmıyoruz seçimlerde, tek kriterimiz iyi film. Bir kişi o kriterleri geçen iki iyi film yaptıysa, daha kötü olan bir filme şans vermek yerine o iki iyi filme şans vermeyi doğru buluyoruz. Nasıl Oscar’da bir oyuncu iki filmiyle en iyi oyuncuya aday olabiliyorsa bunun gibi. Bir başka oyuncuya şans vermiyorlar orada da mesela. Bu seçtiğimiz filmleri yapan genç arkadaşımız çok yetenekli. Biz bu tür keşifler yapmayı da çok seviyoruz.

Son olarak festival seyircisine söylemek istediğiniz bir mesaj var mı?

İyi seyirler. Umarım tüm etkinlikleri beğenirler.

PAYLAŞ

1996'da doğdu. Üniversite için geldiği İstanbul'da kültür sanat sarhoşu olduktan sonra hayatı tamamıyla değişti. Gerçek sinemayla tanışması 2015 yılında İstanbul Film Festivali ile gerçekleşti. Film festivalleri vazgeçilmezi. "Film sinemada izlenir" anlayışının yılmaz destekçisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir